NEREDE O ESKİ BAYRAMLAR!..-

10.07.2022

Hayatınızdaki İlk kurban bayramını aklı yetercesine hatırlayanınız varmı?.. Ben hatırlıyorum!... Eminim çoğunuz da hatırlıyorsunuzdur.

Kurban demek bizim için bir hafta evvelden bayrama hazırlanmak demekti.

Ailece hemde...

Bayrama yakın zamanda bübiler, teyzeler, yengeler, konu komşu, hısım akraba Bayram telaşına düşer

el birliği ile hazırlık yapardı.

Ev ekmekleri odun ateşinde hayatlı evin içinde yapılırdı.

Sıkmaçlar, bazılar, katmerler ve yanında tavşan kanı çay.

Sabah namazı ile işe başlanır ve işler öğlen olmadan erkenden biterdi.

Yokluk vardı. Bu yüzden el birliği ile bir haftalık iş yarım günde biterdi.

Sular kesilebilir korkusuyla kuyusu olan evden satıllarla su taşınır, depolanırdı.

Bayram kahkeleri hazır alınmaz akşamları yine el birliğiyle evde yapılır mahalle fırınında pişirlir, misafire ikram edilirdi.

Tatlı olarak baklava yerine evde sütlaç yapılırdı.

Yemeye kıymaz, yiyince tadına doymazdınız.

Bayram alış verişleri önceden yapılır, bayramlıklarla uyuyan bizler  bayram gününe kadar elbiselerimiz ve ayakkabılarımızı koynumuzda saklardık.

Mahalle bakkalı, bugünkü AVM’lerin çapında olmasada ‘ne ararsan var’ mini markete dönerdi.

Bayram öncesi kurbanlık koyun eve getirilir, beslenir kesilmeden önce suyu içirilirdi.

Arefe günü mezarlar ziyaret edilir dualar okunurdu.

Koyun kesilir, ilk önce  et kavurması yapılır yenirdi. Akşama kebaplar yapılır, haydan huydan, taşkaladan yemekler yenirdi. Bereket denilen gerçek o gün sofrada olurdu.

Sofranın etrafında bütün aile fertleri bulunurdu.

Olan olmayan diye ayrım yapılmaz, zengin fakir diye insanlar sınıflandırılmazdı.

Bayramlaşma merasimi evin en büyüğünün elinin öpülmesi ile başlardı.

Çocuktum, bayramlaştığım büyüklerimden azdan çoktan  harçlıklarımı alırdım.

Bayramlık elbiseleri ve cebi para dolu bir çocuk olarak keşke hergün Bayram olsun ve kalsın isterdim.

Anam rahmetli, bayram gününü oruçlu karşılardı.

Kesilen hayvanın etiyle orucunu açar, şükrederdi.

Rahmetli Babamdan dolayı evimiz büyük eviydi.

Herkes bize gelir, bayramlaşır ve misafir olurdu.

Ne güzel günlerdi.

Bitmesin isterdim bayramları.

Çocukluğumda yaşadığım bayramları arıyorum.

Bayram traşı, bayram banyosu, bayram temizliği, bayram namazı.

O güne özeldi.

Anlamlıydı.

Bunları yapmak zorundaydık.

Bayram çünkü...

Bayram, Bayram gibi olmalıydı.

WhatsApp yoktu, Twitter yoktu, Facebook yoktu, İnstagram yoktu, internet yoktu, bilgisayar yoktu, cep telefonu yoktu, televizyon yeni gelmiş siyah beyaz akşam saat 5’ten sonra yayın yapardı.

Buzdolabımız yoktu.

Çamaşır makinemiz yoktu.

Bulaşık makinemiz yoktu.

Arabamız yoktu.

Kendimize ait bir odamızda yoktu.

Var olanların kıymetini biliyor, mutlu oluyorduk.

Bayramlaşmayı sosyal medyadan değil, birebir ziyaretler gerçekleştirerek yapıyorduk.

Sadece akraba değil, mahalledeki bütün komşularla bayramlaşıyorduk.

Korktuğumuz, çekindiğimiz büyüklerimizle bile bayramda tek yürek oluyorduk.

Biliyorduk onları, onlarda bizleri biliyordu.

Ne yapıyoruz, ne ediyoruz , hangi okula gidiyoruz, ne iş yapıyoruz haberdarlardı.

Kimin muhtaç kimin kıskanç olduğunu gözlerimizle görüyorduk.

Bizler, o yokluk yıllarında bayramlarda daha da mutluyduk.

Şimdi herşey var çok şükür ama insanlar Bayramı eskisi gibi yaşayamıyorlar.

WhatsApp, Twitter, Facebook ve İnstagram mesajları ile bayram kutluyor sahte durum paylaşımları yapıyoruz.

Biz bunları yaptıkça özümüzden uzaklaşıyoruz.

Sanal bir dünyada sahte mutlu insanlar topluluğu olarak yaşıyoruz.

Oysa Kurban, Allah’a yakınlaşma vesilesidir.

Bayram ise birlik, beraberlik ve kaynaşmaya vesiledir.

Gelin eskiden olduğu gibi bu Kurban bayramını özüne uygun bir şekilde geçirelim.

Sevelim, sevilelim, birlikte hareket edelim.

Sanal dünyaya ve mutluluğa kapılıp bayramda kendimizi kurban etmeyelim.

Bu duygu ve düşüncelerle eş, dost, akran, arkadaş ve akrabalar başta olmak üzere tüm islam aleminin mübarek kurban bayramını kutlar, hayırlara vesile olmasını yüceler yücesi Allah’tan niyaz ederim.

Arif Kurt