Şimdi Türkçeyi güzel konuşma zamanı

01.05.2019

Ortaöğretim Kurumları arası geleneksel Hazırlıklı – Hazırlıksız Konuşma yarışması, 17 Nisan 2019 saat 08.30 – 15.45 arasında Yalova Uygulama Oteli’nde düzenlendi.

Yalova Anadolu İmam Hatip Liesi Müdürlüğü tarafındaan düzenlenen ‘Güzel Türkçemizi Güzel Konuşalım’ başlığı altında geleneksel olarak her yıl düzenlenen yarışmanın 17 Nisan 2019 Çarşamba günü 5’incisi düzenlendi.

  Düzenlenen yarışmada katılımcı okulların karşılanmasının ardından Prof. Dr. Fuat Sezgin ile ilgili hayatı ve eserleri hakkında bir sunum izetildi.

  Çiftlikköy Şehit Abdül Hamit Kaya İmam Hatip ortaokul Türkçe öğretmeni Ayşe Pirinççi, Eğitimci yazar Asım Gültekin, Cumhurbaşkanlığı Osmanlı Arşiv Külliyesi Uzmanı Kemal Güralkan, Radyo ve Televizyon Üst Kurul Uzmanı Eğitimci Yazar Muhittin Bilge ve Türk Dil Kurumu Yüksek Kurul Uzmanı Yaşar Yılmaz’ın jüri koltuğunda bulunduğu yarışma Yalova Milli Eğitim Müdürü Ali Tosun’un katılımlarıyla gerçekleşti.

 Özkan ‘Köklerimize dönmemiz lazım’

 Yalova Anadolu İmam Hatip Lisesi Müdürü Mustafa Özkan ilk olarak katılan yarışmacı öğrencilere, öğretmenlere, seçim kurul üyelerine hoşgeldin dileklerini sunmasının ardından Prof. Dr. Fuat Sezgin’i anarak başlayan Özkan şu sözlerle konuşmasını sürdürdü, ‘Sizlerle birlikte burada bulunduğum için çok mutluluk ve onur duyuyorum. Biz burada bugün yeni bir şey öğrendik. Bir baba çocuğuna dili güzel kullanmaktan daha güzel bir hediye bırakmamıştır. Şimdi dil bizim için ne kadar önemli biliyoruz değil mi? Arkadaşlarımız, hocamızın katkılarıyla Türk Dil Kurumu’ndan bize söz verdi. Yazım ve anlatım açısından Türkçe de ki çalışmalarla ilgili müellifi Hamza Zülfikar Hoca müellifi sözcüğünü kasıtlı söyledim biliyor musunuz çünkü, bizim söz dağarcığımız oldukça yetersiz yeni sözcükler mutlaka öğrenmemiz lazım. Hocamız diyor ki, ‘Türkçedeki söz varlığıyla ilgili Türk insanının söz varlığının istenen düzeyde’ olmadığı görüşünde. Söz varlığı yetersiz olunca, anlatım bozukluğu söz konusu. Batı kökenli kelimeleri çok fazla kullanmaya başladık. Bu da Türkçe de ki kelimeleri unutmamıza sebep oluyor. Bizim yeniden köklerimize dönmemiz lazım. Ben bunu kullanmazsam, çocuklarıma öğretmezsem, siz hatırlamazsanız, bize ait bir şeyi ortadan kaldırıyoruz demektir. Ümidimiz siz gençlerin varlığımızı yeniden tesis etme konusunda değerlerimize ki, bu değerlerden en önemlilerinden biri dilimize yeniden sahip çıkma konusunda göstereceğiniz çaba ve gayretlerdir. Onun için hepinizi ayrı ayrı kutluyor çok teşekkür ediyorum katıldığınız için. Her anın çok ciddi olarak izlenmesi gerektiğni düşünüyor özellikle üstadlarımızdan, hocalarımızdan istifade etmenizi özellikle istiram ediyor, hepinize sevgi, saygı ve hürmetlerimi sunuyorum’ dedi.

Gültekin ‘3 kıtaya hükmeden insanlar, önce kelimeleri unuttuk’

  Geçen sene yarışmaya katılan ve derece alan öğrenciler ile yarışacak tüm öğrencilere başarılar dilenmesinin ardından yarışmaya katılacak öğrencilerin sıralarını belirlemek amacıyla kura çekimi yapıldı.

  İlk oturum olan Hazırlıklı Konuşmalar kısmında, Eğitimci Yazar Asım Gültekin düşüncelerini şöyle ifade etti, ’Bismillah derim başlarım bu şiire. Bu şiir götürür beni götüreceği yere’ diye birkaç mısra vardı. Kullandığımız kelimelerimiz, ben kelimeleri şöyle algılıyorum arkadaşlar. Onlar o kadar canlı ki, dipdiri elimde. Yunus Divanı var çoğu zaman yanımda oluyor. Divanı genç arkadaşlarla konuştuğumda özellikle arkadaşlarımın eline tutuştururum.

Genç kardeşlerime sorarım, ‘dokunan var mı’ aldığım cevap 100 kişilik bir salonsa 1, 2 kişi belki dokunmuş belki dokunmamış. O kadar güzel bir kitaba dokunmuyoruz. Kelimelere ben biraz vurgunum, aşığım. Onların çok canlı olduğunu düşünüyorum. Bazı kitaplarda ‘eskimiş kelime’ diye bir tabir görüyorum. O kadar üzülüyorum ki, nasıl eskimiş biz eskiymişiz. Kelime nasıl eskir? Büyük bir nankörlük. Ekmek körü kelimeler, bizim ekmeğimiz, bize can veriyor. Ben çocuğumu ilim, irfan sahibi, bilgili, kültürlü, medeniyetine aşık bir diriliş neslinin genci olması için çabalayan bir babayım. Fakat çocuğumla popüler kültür meselesinde, telefon bağımlılığı, internet vesaire bunlarla ilgili bir miktar diyaloglarımız sohbetlerimiz oluyor. İster istemez onların tesirinde biraz kalabiliyor. Okuyor Allah’a şükür, okumayı seviyor Elhamdülillah. Ama kendi medeniyeti konusunu da seviyor. Fakat hangisi önde derseniz, %70, 80 batı kültürü. Kalan kısım da bizim kültür. Ne kadar girerse 30, 40 beyit, en az ezbere biliyor onu. O kadar da boş değil. Derdim çocuğumu anlatmak değil, çocuğumun karşısında ne kadar ben bile aciz kalıyorum.

  Evde 7 bin, 8 bin kitabımla, etrafımdaki yüzlerce yazarla, diriliş kelimelerden başlayacak biz 3 kıtaya hükmeden insanlar önce kelimeleri unuttuk. Ne silahı ne teknolojiyi ne ekonomiyi, kelimeleri unuttuk. Kelimeleri cansız eskimiş zannediyoruz. Eskiyen biziz. Siz değerli güzel kardeşlerime mevzu sadece konuşmak değil, şekli itibariyle güzel yaşamak, güzel yaşamakla, güzel konuşmak birbiri ile barışık ise, yani özünle sözün bir ise, o zaman sen güzel konuşmuş, güzel yaşamış olursunuz. Kelimeler capcanlı, yeter ki sen onu görmeye bak. Burada ki güzel arkadaşlarımı, Türkçe’nin güzelliğini farkeden en azından bir farketme gayretinde olan ve bununla ilgili cesaret gibi güzel bir özelliğe sahip bütün genç kardeşlerimi tebrik ediyorum, teşekkür ediyorum’ şeklinde ifade etti.

Güralkan ‘Özgürlükten uzaklaşmamak adına’

  Hazırlıklı Konuşmasının ardından verilen molanın devamında, değerlendirme konuşmasını Cumhurbaşkanlığı Osmanlı Arşiv Külliyesi Uzmanı Kemal Güralkan şöyle yaptı, ‘Türkçe’nin, güzel konuşmanın, kendimizi ifade edebilmenin çünkü önce söz yaratıldı meselesi var. Sizin bilginiz karşınızdakinin sizi ne kadar anladığıyla alakalıdır. Dolayısıyla bizim Türkçe ile güzel dilimizle kendimizi ifade edebilme kabiliyetimizi, ideallerimizi, düşüncelerimizi karşımızdaki muhatabımıza anlatabilme idealimizin şekillendiği dilimizin düşünce dünyamızın mimarlarına, saygıyla hepinizi böyle bir yarışmada cesaret göstererek katılımlarınızdan dolayı öncelikle kutluyorum. Özgünlüğe çok değer verin. Size ait olsun, sizin kelimelerinizle ve ifade tarzınızda olsun. Aksi takdirde biz ‘Benim oğlum gine okur döner döner bir daha okur’ meselesindeki gibi bir noktaya geliriz. Özgürlükten uzaklaşmamak adına, hepinizi saygıyla selamlıyorum’ dedi. Konuşmalarının ardından bağlama gösterisi gerçekleşti.

Bilge ‘Bütün dünyayı gözlemleyebiliriz’

  Radyo ve Televizyon Üst Kurul Uzmanı Eğitimci Yazar Muhittin Bilge, ’Bizim dil üzerine hassasiyetimizi dile getirirken en büyük kayıbımız dilin yavaş yavaş kayboluyor olması. Bu aslında dilin yaşadığı bir kriz değil, bu medeniyetimizin yaşadığı bir krizdir. Biz dünyada bu krizi Osmanlı’nın parçalanmasından sonra artan bir şekilde hissetmeye başlıyoruz. Biz bundan nasıl kurtulabiliriz, biz bundan şöyle kurtulabiliriz. Bir defa kendi medeniyetimizin idrakına varmakla, idrakına varmak demek; bu medeniyeti medeniyet yapan değerleri okumak demek. Bu medeniyeti oluşturan dili, dini incelemek demek, biz bunları yapabilirsek bu medeniyetin değerlerini okuyabilirsek, o zaman bu medeniyetten bi ayağımız zemine sağlam basar. Öbür ayağımızda bütün dünyayı gözlemleyebiliriz. Ama eğer biz kendi medeniyetimizi idrak edemezsek, o zaman ne yaparız; başka medeniyetin değerlerini işte bugünkü Batı medeniyetinin değerlerini zorla içselleştirmeye çalışırız. Ben buradan genç arkadaşlara bir medeniyet idrak etmek için, bu medeniyetin temel değeri kitabımızı, ondan sonra bu medeniyetin büyük kalemlerini özelliklede Sezai Karakoç’u mutlaka okumalarını tavsiye ediyorum. Ancak, kendi medeniyetlerinin bilincine varmaları durumunda birey olarak dünyayı, dünyada olup bitenlerin tanığı olacak bir şuura, entellektüel donanıma ancak bu sayede geleceklerinin idrakına varmalarını istiyorum. Herkese saygılar sunuyorum’ ifadelerine yer verdi.

Yılmaz ‘Tarihe düşülmüş çok kıymetli bir nottur’

  Hazırlıksız Konuşmalar yarışmasından sonra mola verilmesinin ardından mola bitiminde duygu ve düşüncelerini ifade eden Türk Dil Kurumu Yüksek Kurul Uzmanı Yaşar Yılmaz şöyle devam etti, ’Bugün biz aslında 5’insini düzenlediğimiz lisemizin öncülüğünde düzenlediğimiz bir şey ile biz böyle bir kabuğu kırma noktasında bir hamle yapıyoruz. Gençlerimize Türk medeniyetinin en önemli manevi hazinesi olan Türk dilinin zenginliğini bizim hayat yürüyüşümüzde medeniyetler yolculuğunda bu değerin ne denli önemli olduğunu, ufaktan bir hissettmeye başlıyoruz. Hiç şüphesiz ki Türkçe etrafında bir yarışmayı yapmak bile tarihe düşülmüş çok kıymetli bir nottur. Bunun meyvelerini alacağız. Çünkü Türk sözü derki, ‘Çanağına ne doğrarsan kaşığına o gelir’ sahneye çıkan arkadaşlarımız çanaklarına ne doğradıysalar, kaşıklarına o geldi. Bazen heyecandan dolayı dolaplarında, filelerinde o koydukları azıklar, yiyecekleri nereye koyduklarını unuttular. Bu yolda hepimiz ilerleyebiliriz. Bir kere elimizin altında Müdürümüzün hediye ettiği Türk Dil Kurumunun Türkçe sözlüğü var. Osmanlı Türkçesi sözlükleir var eserleri okuyarak orada bilmediğimiz kelimeleri sözlüğe bakarak ve özelliklede hayatımıza nakşetmek için günlük konuşmalarımızda bu kelimeleri bir yer bulup kullanmalı ve bizim bir parçamız olmasını sağlamalıyız. Türkçe’nin zenginliği ve bizim inandığımız İslam’ın zenginliği, bizim duygu ve düşüncelerimizi hafifliğe düşmeden, çok zengin bir şekilde ifade etme gücü olduğunu hatırlatmak istiyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum’ diye konuştu.

 Yarışmada, 1. Çiftlikköy Diriliş İmam Hatip Lisesi öğrencisi Fatmanur Kubur, 2. Aksu Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi öğrencisi Berke Neşri Varış, 3. Termal Fen Lisesi öğrencisi Enes Batakçı oldu.

Seçim Kurul üyelerine plaket, öğrenci ve öğretmenlere katılımlarından dolayı başarı belgesi ve hediyeler verildi.  

  2019 Prof. Dr. Fuat Sezgin yılı olması nedeniyle bu yıl Seçici Kurul Özel Fuat Sezgin ödülünü, Yalova Anadolu Lisesi öğrencisi Devrim Yusuf Aslan aldı. Dereceye giren öğrenciler çeyrek altın ile ödüllendirildiler.

Tosun ‘Vatan, millet, bayrak sevdalı nesiller yetiştirmek için’

  Öğrencilere ödüllerinin takdim edilmesinin ardından Yalova İl Milli Eğitim Müdürü Ali Tosun yaptığı konuşmada, ’Çok kıymetli Değerlendirme Kurul Üyelerimiz, kıymetli meslektaşlarım, geleceğimiz umudumuz sevgili gençler, hepinizi selamların en güzeli olan Allah’ın selamıyla selamlıyorum, bu programı 5 yıldır gerçekleştiren Yalova Anadolu İmam Hatip Lisesi’nin çok değerli yöneticilerine öğretmenlerine ve bu güzel programı organizesi için hemen hemen tüm okullarımızdan programa katılan öğrencilerimizi hazırlayan tüm öğretmenlerimize ve alkışların en büyüğünü ise sevgili öğrencilerimize teşekkür ederim. İnşallah bu programların hız kesmeden devam etmesini umut ediyoruz. Güzel Türkçemizi, güzel konuşarak tarihimize kimliğimize sahip çıkarak; vatan, millet, bayrak sevdalı nesiller yetiştirmek için çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Ben geçen sene de ve şu anda aramızda olan değerli Başkanımıza, şükranlarımı sunuyorum. Gerçekten büyük renk katıyor bu programın gerçekleştirilmesi için. Yapılacak olan çalışmalarda bizlerde destek vermekten duyduğumuz mutluluğu belirterek, hepinizi saygıyla hürmetle tekrardan selamlıyorum’ dedi.